Şahin, Suriye asıllı piyanist Tambi Esad Cimuk’un piyano dinletisiyle başlayan sempozyumda, milletler, topluluklar ve coğrafyaların önemli zamanlar dilimlerinden geçtiğini söyledi.
Ortadoğu’nun önemli bir sınavdan geçtiğini, bunun adalet mi? Zulüm mü? İnsan onuru mu? Zillet mi? diyenlerin tercihini yapacağını belirten Şahin, şöyle konuştu:
“Bu tercihini yapanları tarih, hangi noktada tercih yapacaklarını çok net bir şekilde, altın harflerle yazacaktır. Türkiye Cumhuriyeti devleti, hükümeti olarak hiçbir zaman dönemsel kararlar vermedik, hiçbir zaman hesabı siyaset yapmadık. Yurtta sulh, cihanda sulhu dış politikamızın bir parçası yaptık. Milletimiz ve hemşerilerim, misafirin rahmet ve bereket olduğunu, şeref olduğunu, komşusu açken tok yatanın bizden değildir anlayışının, veren elin alan elden üstün olduğunu, inancımızın, kültürümüzün, medeniyetimizin bize verdiği geçmişle bugün çok önemli bir sınavdan geçiyoruz. İnsanlık ve vicdanlık sınavından hemşerilerimiz kendini altın harflerle tarihe yazdıracaktır.”
KAZANAN İNSANLIK OLACAK
Gaziantep halkının, komşuda yaşanan olaylara duyarsız kalmadığını vurgulayan Şahin, uluslararası toplumun standart bakışını bu bölgede devam ettirmediklerini, büyük bir fedakârlıkla bu mücadeleyi verdiklerini belirterek, Gaziantep halkına teşekkür etti.
Bir anda 300 bin Suriyelinin kente gelmesiyle daha fazla, konut, su, elektrik ve yeşil alan gibi birçok temel sorunları çözmeyle karşı karşıya kaldıklarına işaret eden Şahin, “Ama bunu bir tercih olmadığının, bunun bir zorunluluk olduğunu ve insani olarak bunları yapmamız gerektiği bilinciyle hareket ediyoruz. Bugün üniversitelerimizle, sivil toplum kuruluşlarımızla bu süreci en iyi yöneten şehirlerimizden biriyiz” dedi.
Bu tehditlerin, risklerin fırsata dönüştürülerek, insanlığın kazanması için hükümetle çok yakın bir çalışma içerisinde olduklarına dikkati çeken Şahin, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’a Suriyelilerin ihtiyaçları ve yapılması gerekenlerle ilgili bir rapor sunduklarını dile getirdi.
Tarihçilerin, savaşların tarihlerini yazmaya devam edeceğine vurgu yapan Şahin, “Ama biz, en büyük tarihi gönüllere, insanların gönlüne yazacağız. Komşularımıza akrabalarımıza, hiç kimseye ayırım yapmadan, dili, dini, mezhebi, cinsi ne olursa olsun eşref’i mahlûkatsa, insansa, en iyi şekilde yaşamayı hak etmektedir, anlayışıyla bu yolculuğa devam edeceğiz. Sonunda kazanan insanlık olacaktır” diye konuştu.
ORTADOĞU’DA BARIŞ OLMADAN DÜNYADA BARIŞ OLMAZ
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da, Ortadoğu’nun insanlık tarihi boyunca dünya barışı ve insanlık adına önemli bir mekan olduğunu söyledi.
Ortadoğu'da barış olmadan dünyada barışın mümkün olamayacağını vurgulayan Kurtulmuş, "Bugün konuştuğumuz ve yaşadığımız kaosların başlangıcı yeni değildir. İnsanlık özellikle son 1 asır boyunca fiili olarak dengesizlik durumunu, savaş, kriz ve kaos dönemini yaşamaktadır. Esasında Birinci Dünya Savaşı'nda ortaya çıkan bu süreç, bugünde tüm canlılığıyla devam ediyor. Bu süreci ortaya çıkaran en temel sorun küresel bir barış düzeninin kaybedilmiş olmasıdır" şeklinde konuştu.
Suriye’deki krizin hala çözülemediğini ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra hakimlerin gücü üzerine bir sistem kurulduğunu belirten Kurtulmuş, Birleşmiş Milletler’in (BM) bugünkü yapısının krizleri çözmek, savaşları sonlandırmak üzere kurulan bir sistem olmadını, aksine kim BM Güvenlik Konseyi’nde güçlü bir ülkeyse onun borusunun öttüğü bir dünya olduğunu belirtti.
SURİYELİLERİN UMUDU TÜRKİYE
Eski NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen ise, Gaziantep'in tarih boyunca pek çok olay yaşadığını hala da yaşamaya devam ettiğini söyledi.
Toplantının ardından Nizip'teki kampa giderek incelemelerde bulunacaklarını ifade eden Rasmussen, "Çok sayıda Suriyeli oraya kaçtı. Bir seçimdi yaptıkları ya çadırda yaşayacaklar ya da savaşın göbeğinde kalacaklardı. Onlar için Türkiye demek güvenlik demekti. Türkiye, iç savaş, isyan ve terörizmle mücadele eden bir bölgede hakikaten bir istikrar, ilericilik, umut ve refah feneri gibi parıldamaktadır" diye konuştu.
Rasmussen, enflasyondan sıyrılarak ekonomik istikrarını sağlayan Türkiye'nin, istikrar ve başarısının bölgedeki kaos ortamından dolayı tehdit altında olduğunu vurguladı.
Sempozyumda, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Cemal Kalyoncu ve Rektör Prof. Dr. Tamer Yılmaz da konuşma yaptı.
Açılış konuşmalarının ardından protokol, barışın simgesi olan “beyaz güvercin” uçurdu.
